Takımın Muharebe Eğitimi
Bu kitap; Berlin Askeri Üniversitesi eski müdürlerinden General Litzmann'ın "Seferber
Mevcudunda Takım, Bölük ve Taburun Muharebe Talimleri" adlı eserinin ilk bölümünü
oluşturmakta olup, Selanik'te 3.Ordu Karargâhı’nda görevli, Kurmay Kıdemli Yüzbaşı
Mustafa Kemal tarafından Almanca'dan Osmanlıca diline çevrilmiş ve 1908 yılında Selanik
Asır Matbaasında basılmıştır.
Kitabın özü; seferi tam mevcutlu bir takımın, değişik hava şartları ve çeşitli arazide,
basit bir mesele içinde muharebe yöntemlerinin uygulaması, avcı hattı teşkiliyle bir
avcı hattının ateş muharebesi üzerinde toplanmaktadır.
Mustafa Kemal Paşa, subayların arazide yetiştirilmesini amaçlayan tatbikatın, önemini
vurgulayan bu eserini, 1911 yılında 5. Kolordu Harekât Şube Müdürü iken yazmıştır. Bu
eserde, karşılıklı olarak kırmızı ve mavi muharebe birliklerinin Selanik-Kılkış arasında
yaptıkları savunma ve taarruz uygulamalarının değerlendirilmesi yapılmıştır.
Taktik ve Tatbikat Gezisi
Bu eserinde, bir muharebeyi sevk ve idarede belirli kuralların olamadığını
vurguladığı gibi, komutan olan kişinin nitelikleri üzerinde de durmuştur. Bunlar; birliğini
barışta ve savaşta eğitmek, yönetmek ve gözetmekteki üstün başarı, elindeki kuvvetin
eksikliğini giderecek düşünce gücü ve astlarından her konuda üstünlüğü sağlamaktır. Bunun
yanında, kişisel cesaret, başkalarının hareketini önceden seziş ve harekâtını en uygun
zamanda yapabilme yeteneği olmalıdır. Ortak amacın gerçekleştirilebilmesi için birliklerini
başarılı bir şekilde yönetmeli, astları üzerinde etkili olmalı ve otoritesini kurabilmelidir.
Bu eserde ayrıca bir komutanın başarılı olabilmesi için bu kuralları sadece okumuş ve
öğrenmiş olmanın yeterli olamadığı, bunların tatbikatının da önemi belirtilmiştir.
Geometri
Atatürk bu kitabı ölümünden bir buçuk yıl önce III. Türk Dil Kurultayından hemen sonra 1936–1937
yılı kış aylarında Dolmabahçe Sarayında kendi eliyle yazmıştır. Atatürk Arapça ve Farsça
terimlerle dolu ders kitaplarının öğrenciler açısından öğrenimi geciktireceğini düşünmüştü.
Subay ve Komutan ile Konuşmalar
"Subay ve Komutan ile Konuşmalar" Atatürk’ün askerliğe ilişkin eserlerinin en önemlilerinden birisidir.
Bu eser, Atatürk, 1914 yılında Kurmay Yarbay rütbesiyle Sofya Askeri Ataşesi olarak bulunduğu sırada,
Nuri Conker'in "Zabit ve Kumandan (Subay ve Komutan)" adlı kitabına karşılık olarak yazılmıştır.
Genç subayın, içinde bulunduğu ordudaki aksaklıkları, hataları nasıl sezdiğini; bunlara karşı tepkisiz
kalmayarak üst makamlara hatalar ve çözüm yollarını nasıl sunduğunu; ülkenin içinde bulunduğu askeri ve
siyasal durumdan duyduğu acıları kitabın birinci bölümünde bulmaktayız.
Atatürk, bir subayın taşıması gereken özveri, ölümü göze alma, emri altındakileri sevk ve idare edebilme,
taarruz ruhu, inisiyatif özellikleri hakkında, Nuri Conker'in görüşlerine katılmış ve kendi
düşüncelerini de çeşitli örneklerle destekleyerek açıklamıştır.
Bunların yanı sıra, Türk kadınının, aslında toplumu yaratmada çok etkili olabilecekken,
suskunluğu seçtiğini bütün açıklığıyla ortaya koymaktan kendini alamamıştır. Türk milleti
hakkında ise "kuşkusuz bizim milletimizin karakteri de bütün karakterler gibi yükselmeye ve
istenen şekle girmeye elverişlidir. Fakat kendi kendisine olmak koşuluyla..." dedikten sonra,
dışardan milletimizin karakterine yapılmak istenen etkilerin amacına ulaşamayacağını vurgulamıştır.
Subaylarda ve erlerdeki inisiyatif özelliğine eserinde geniş bir bölüm ayıran Atatürk, kendi
dönemindeki ile daha önceki dönemlerde Osmanlı ordusunu kıyaslamıştır. Özellikle Trablusgarp
Savaşı'nda edindiği deneyimler ile kendiliğinden hareket ve iş görme özelliğinin, olması
gereken sınırını göstermiştir.
Atatürk, eserin son bölümünde, Kuzey Afrika'da birlikte çarpıştığı korkusuz ve yiğit silah
arkadaşlarını anmış ve onları "yüksek askerlik niteliklerine" sahip insanlar olarak tanımlamıştır.
Bu davranışı O'nun diğer bütün üstünlüklerinin yanı sıra insancıl yönüne de tanıklık eder.
Atatürk'ün en büyük eseri "TÜRKİYE CUMHURİYETİ"dir.
|